sebebi: Üst sınıflar, keneviri halkın tercih ettiği bir gıda olarak reddetmişti. Bu görüş, California Üniversitesi'nden emekli tıp ve biyokimya profesörü R. Lee Hamilton'a aittir. Linoleik ve linolenik asitler, besinlerin enerjiye dönüştürülmesinde ve bu enerjinin vücuda taşınmasında görev alır. Esansiyel yağ asitleri büyüme, canlılık ve zihinsel çeviklik üzerinde etkilidir. Linoleik ve linolenik asitler, oksijenin hücrelere taşınmasında önemli bir rol oynar. Ayrıca, oksijenin hücre zarlarında depolanmasında da etkilidirler; bu zarlar, virüsler ve bakterilerin girmesini engelleyen bir bariyer oluşturur, çünkü bu mikroorganizmalar oksijen açısından zengin bir ortamda çoğalamazlar. Esansiyel yağ asitlerinin kıvrımlı yapısı, onların birbirine yapışmasını engeller. Kaygandırlar ve tıkanıklık yapmazlar, doymuş yağların yapışkan ve düz şekilli yapısının aksine. Trans yağlar ve kızartma yağlarında bulunan bu doymuş yağlar ise arterleri tıkayabilir. Linoleik ve linolenik asitler, hafif negatif bir yüke sahiptir ve ince tabakalar halinde yayılma eğilimindedirler. Bu özellik, "yüzey aktivitesi" olarak adlandırılır ve bu asitler, toksinleri ve diğer maddeleri cildin, sindirim sistemi, böbrekler veya akciğerlerin yüzeyine taşır ve bu maddeler burada vücuttan atılır.
Bu asitler son derece hassastır ve yüksek ısıyla rafine edildiklerinde ya da yanlış depolama koşullarında ışık veya havaya maruz kaldıklarında zehirli bileşenlere hızla dönüşebilirler.